Hakkımda

Fotoğrafım
Gülüyorum,ağlamamak için; aslında ağlamayıda beceremezdim. Gülmeyi de beceremiyorum ya,sadece kafamın içinde gülebiliyorum, oradada kahkahalarım gözyaşlarımdan bile daha acı...

31 Ocak 2010 Pazar

+ 18

düşünüyorum,birşeyleri düşünüyorum. o kadar çoklar ki, karışıyorlar bazen.. kimi zaman çok mutluyum,kimi zaman çok mutsuz...oyalayacak bir şeyler olduğu müddetçe iyiyim.. ama boş kaldığımda delirmek istiyorum bazı bazı..
ama bazı bazı...bazende ne güzel diyorum, bu kafada olmak... hep bir kargaşa içinde olmak.. sakin gidince hayat sıkıntı yapıyor... o kadar inişli çıkışlı ki anlatamam..zaten anlatmakta istemem... anlatsam anlayamazlar ki.. anlamak istemezler sanki.. aynen şuan yazdıklarımdan birşey anlayamadığım ya da anlamak istemediğim gibi..
evet bildiniz yalnızım.çokta sıkılmışım bu gece...hep daha fazlasını istemekten, yetmemesinden.. bu ne iştah be kardeşim. akıllan diyor, akıllanmalıyım diyorum.. o ilk diyen kim bilemiyor ben..
birileri konuşuyor kafamın içinde.. ..kafam almıyor,.çok ağırlaştı düştü düşecek gibi... aman düşersede düşer,tutan olur elbet.. tutmazlarsa da parçalanır kafatasım,beynim dağılır yerlere..
umarım betona düşer ki çatlamak dışında dağılmaya dönüşür bu düşüş... sakat kalmaktansa ölsün daha iyi... hep en yükseği... acıysa en fazlası,tutkuysa en şiddetlisi,aşksa en büyüğü, nefretse en yoğunu... herşeyin en çoğu..ortası yok,azı da yok..hep fazla...
kesmek lazım burada yazıyı yoksa daha da şiddetlenecek kelimeler.. fazla kırıcı ve acıtıcı olcak. acımasın kimsenin bir yerleri...
benim mi?
acısın en yükseğinden...
severim!

29 Ocak 2010 Cuma

bir ben var ama ben değil gibi sanki..bana da benziyor oysa ki... zaman ne kadar da değiştirmiş beni...
acılar büyütmüş,oysa derdim ki hiç büyümeyeceğim ben.. nasıl da safmışım bunları derken... büyüyorum istemiye istemiye... büyütüyorlar zorla... saflığını alıyorlar. içindeki tüm güzellikleri öldürüyorlar. duygularını bitiriyorlar..
izin vermesen de onlar acımasızca alıyorlar izini... kabul etmek zorunda kalıyorsun...
yalnızlığa kaçıyorsun o büyük kalabalıklardan... yalnızlık acıtmıyor onlar kadar. sen kendini daha az acıtıyorsun.ben kendimi daha az acıtmayı öğreniyorum yalnızlığımda. bu yüzden yalnızım. tek başına olabiliyorum. yetiyorum kendime... eskisi gibi muhtaç değilim insanlara...
kabullendim hayatı,insanları..
mükemmel sevgi yok,kandırmayalım kendimizi.
ve insan bir kere aşık olmaz, inanmayalım.hurafe bunlar.
hayat nasıl geliyorsa gelsin artık.kabullenince kolaylaşıyor...

25 Ocak 2010 Pazartesi

işte yeni dövmem...
bok böceği...
tılsımdır kendileri..
kapatıcı ve kurtarıcı...
ama bu benim için olan anlamı...
bakınız google a, anlamına...

13 Ocak 2010 Çarşamba

ölmüşüm...

şimdi bana dediler ki sen öldün! yok dedim ben ölmedim..
yok yok dediler ve direttiler; sen öldün biz biliyoruz...
allah allah ama yaşıyordum ben?!
anlatın dedim,anlattılar ama anlamadım..
sora bir kaç dosta gittim,sordum; ben öldüm mü?
yaşıyor musun ki?
hala anlamadım...
bana diyenlere gittim,anlatın dedim en yalın dilde..
dediler ki; bedenin yaşıyor ama ruhun bizlere,sizlere,onlara ömür...
o ne demek dedim?
gayet net dediler...
sora öğrendim ki;bedensiz de yaşarmış ruh..
ölüm sebebiyse ruhumun çok acıtıcı..
ben farkına varmadan,ben anlamadan, ruhuma tecavüz etmiş,
kötünün teki..ee dayanamamış bu ruh tecavüze...
intihar etmiş sessizce...
şimdi ruhum nerde bilmiyorum ama ben onsuz yaşıyorum...