Hakkımda

Fotoğrafım
Gülüyorum,ağlamamak için; aslında ağlamayıda beceremezdim. Gülmeyi de beceremiyorum ya,sadece kafamın içinde gülebiliyorum, oradada kahkahalarım gözyaşlarımdan bile daha acı...

27 Mayıs 2010 Perşembe

.

acaba sorun bende miydi? özlem duygusunu yitirmemin sebebi bende mi? ya da insanların kendilerinden soğutmak için uğraşmalarının sonucu muydu? ben mi duygusuzlaşmıştım acaba? yoksa çok sevdiklerimden vazgeçebilmemin sebebi bencilliklerinde miydi?
ya da artık söylenen sevgi sözcüklerine inanmamamın sebebi benim artık kimseyi sevemememde mi, yoksa sevgi sözcüklerinin yalan olduğunun kanıtlarına sahip olmamda mıydı sebep?
etki tepkimiydi?ne verirsen onu alırsın mıydı?
artık sevemememin sebebi neydi? kimseyi istemememin sebebi? belki de çok sıkıldım sahte insanlardan,sahte ilgi ve sevgilerden..ya da ben gerçekten çok sevgisiz olmuştum.. kimseyi sevemiyorum..eski sevdiklerimide..
çocukları seviyorum sadece uzun zamandır.belki de hala saf oldukları için.ya da sen onlara kızsanda, bağırsanda sevgilerinden vazgeçmedikleri,kin tutmadıkları için.kirli, lekeli olmadıkları için..
çıkarcı olmadıkları için..
bu yaşta daha yeni öğrendiğim için güvenmemek gerektiğini,çok kızgınım kendime.
onlara değil sadece kendime...
çocukları seviyorum sadece,hala onlar gibi olduğum için kimbilir belkide...

21 Mayıs 2010 Cuma

şiir saçması.

öyle bir yer yok.öyle biri de yok..ara ara dur olmayan şeyleri..
ya da ara ara dur ne aradığını bilmediğin şeyleri..
bilememek ya da bildiğini unutur olmak..
çok sıkılmak.
herşeyden.
her yerden.
herkesten.
kimi zaman kendinden.
tatsız olmak,
tutsuz olmak.
acıtatlı sos olamamak artık..
ekşimiş olmak.
kusmuk sonrası tad gibi tatsız olmak..
hayattan böyle zevk alamadan yaşamak.
en sevdiğin çikolatanın sana mutluluk vermemesi..
yalnız olmayı istemek.
çok istemek,eskiden korktuğun halde çılgınca yalnız kalmayı istemek.
sevmediğin herşeyi sever olmak..
değişmek bilinçsizce..
o içindeki tatlı çocuğu kaybetmek...
döner mi geri bilinmez.
dönsede eski neşesinde olur mu o kız çocuğu bilinmez..

19 Mayıs 2010 Çarşamba

.

öyle boş ki anlatamam.dolmuyor,bir türlü dolmuyor.kapana sıkışmış fare gibiyim.yalnız ve ürkek. ama gururlu. ölürüm o zaman,sorun yok.
ama ölene kadar ki o sürünme,işkence ve kapkara boşluk..içim çekiliyor. dayanamıyorum seslere, konuşmalara..gitsinler etrafımdan,pis kara sinekler..
yalnızım,bunla mutluyum.kimi zaman..ama birikti gözyaşlarım akamıyor.içimde akıyorlar sinsice.
acıtıyor ve çok sıkıyor..gelemiyorum yalan dolan sözlere,safmış numaralarına.. çok sahtesiniz hepiniz..gidin,beni rahat bırakın..boşluğunuza dayanamıyorum..iticiliğinizede..
herkes çok sıkıyor,kaçmak istiyorum ama kaçamıyorum.üzerime üzerime geliyor duvarlar, insanlar,saçma sapan sevdalar,arkadaşlar..herkes karabasan gibi üzerimde tepiniyor..
dualar okuyorum gitmiyorlar,kendisinden daha da karabasanlar..
şöyle bir rüzgar esse,ben de kuru bi yaprak olsam,rüzgara kapılsam;uçsam,uçsam,uçsam.. bilmediğim yerlerde uyansam.ve tanımadığım yüzlere baksam..sonra konsam bir dala ve yeniden yeşersem..
olmaz mı?olur neden olmasın..olmalı,elbet bir yolu olmalı...tanrım sana geliyorum her daim.

14 Mayıs 2010 Cuma

pelout'una doğum günü yazısı..

ya çok severler,ya da hiç sevmezler.ya ben ne isterim?ya sen ne istersin?ne istediğimi bilmek isterim.sende bilmek istersin..
bir kere olsun duygularıma sahip olmak istiyorum. uçuşmasınlar kelebekler gibi..sokmasınlar arılar gibi..
tarçınlı akide şekeri tadında bir aşktı istediğim..ağzında erimeye başladığında arada hafif bir acı belirir,şekeri tam kıvamındadır ve arada dilinikesiverir..sonra bi anda acılaşır ve ardından şekeri belirir..işte böyledir tarçınlı akide şekeri.yarı tatlı,yarı acı,yarı kesici...
ama nerdedir ki...
biliyorum sende bunları istersin.
hep bir şeyler aramak ve ne aradığını bilememek,umarsızca aramak ve bulamamak..eksiklerini tamamlamaya çalışmak..ama eksiğin ne olduğunu bilememek..amaçsızca dolanmak,belki bulurum diye dolanmak...ve mutlu olamamak..hep yarım kalmak..zaman akıp giderken,seni bir saniye bile beklemezken,labiretin içinde kaybolmak ve ordan çıkamamak.ve bu kabusla devam etmek..
şekersiz kahvem ve djarumum..ve amelie soundtrack..ve en sevdiğimin doğum günü..o doğmuş 83 yılının bugünü..bulmuşuz birbirimizi..sadece birbirimizi bulabilmişiz..başka şeyleri aramaktayız hala..kimi zaman mutlu,kimi zaman mutsuz..hep kovalamış kötüler bizi, kaçmamışız, koşmuşuz onların üstüne doğru. düşmüşüz. ama ellerimizi uzattığımızda ordaymışız..arada küsmüşüz..arada çemkirmişiz birbirimize..ama ayrılmamışız bunca sene...her daim bulmuşuzkendimizle ilgili doğru yolu..allahtan biz varmışız..yoksa hep kayıplardayız..en kötü günde bile beraberken gülebilmişiz..işte biz sevmeyi bilenlerdenmişiz.. sevilmeyide..kendimizce..belki son'a kadar arayıp bulamayacağız hiç birşeyi..ama bulmuşuz birbirimizi ya, daha ne olsun..eksikleri tamamlarız elbet..ya da elbet eksikler fazlalaşır..
iyiki doğmuşsun.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

kim ki o?

"yiten ruhsal kudretini ikame etmek için fiziksel kudretini ikiye katlamıştı. içindeki zayıflıkdışına şiddet olarak yansıyordu.bu sebepten,hep başkalarına meydan okuyordu."
benim böyle bir sevdiğim vardı,çok sevdiğim..
çok severdim onu.sözde o da çok severdi beni.
çok severdik birbirimizi(!)..
ama sesini bile unuttum o çok sevdiğimin..
o şimdi çok sıradan biri..benim için çok sıradan..
aslında kendisi içinde çok sıradan..herkes için çok sıradan..
o çok şakacı biri.. çok şakacı..kendine bile şakalar yapar durur..
sanki başka bir boyutta oturur..o öyle biri ki ruhunu bile satar durur..
her gece,her sabah,her öğle..
o öyle biri ki bakınca çok seversin,tanıyınca ağlarsın..
çünkü o öyle biri ki içine girince anlarsın iç yüzünü..
o öyle biri ki aslında sahtedir dostları,bilirler onun sahte olduğunu..
o öyle biri ki sevgi = menfaattir onun için.
o kısaca şöyle böyle biri..