Hakkımda

Fotoğrafım
Gülüyorum,ağlamamak için; aslında ağlamayıda beceremezdim. Gülmeyi de beceremiyorum ya,sadece kafamın içinde gülebiliyorum, oradada kahkahalarım gözyaşlarımdan bile daha acı...

31 Ocak 2011 Pazartesi

4

gitmek geldi aklıma şimdi, zaten hep aklımdaydı ki gitmek...
kaybolabilmek ortalıklardan..
hep bu duyguya bağımlı olanlardanım..
küçüklüğümden beri hep sihirli güçlerim, ya da ne bilim değneğim olsun istedim..
istediğimde kaybedebilmek için kendimi...
hayaldi ve öyle kaldı.

19 Ocak 2011 Çarşamba

kararmamalı...

bu sabah karanlık uyandırdı beni, küçük bir buse ile, günaydınlar efendim diyerek... elleri buz gibiydi...dokunur dokunmaz tüylerim dikildi...
kalkmak istemedim o anda...yatak bir girdap gibi çekti.. karanlıkla güne merhaba.. işte bu bir facia...
bazı sabahlar uğrar karanlık bana.. üşütmek miydi amacı acaba?
ne istersin benden söylesene karanlık amca?

3

kelimeler acıtıyordu çoğu zaman insanı, en ağırından..
kelimeler daha ağırdı, bir elin yumruğundan...
canımı acıtanın canını acıttım..
cılız bedenim kendini acıttı..
benim sadece kelimelerim vardı..

14 Ocak 2011 Cuma

kiminin örgüsü vardı, kiminin çekirdeği, kiminin fırçası, kiminin fotoğraf makinası, kiminin kamerası.. kiminin bulmacası, kiminin hamuru..
benimde kağıtla, kalemin var, derdimi anlatmaya...
herkesin dökmesi farklıdır kendi hallerini..
hallerim, ah hallerim.. aslında pek bir halsizim...
derdimi anlatmaya kelimelerde gelmiyor bu ara..
bu ara çaresi tükeniklerdenim...
bu aralar pek bir keyifsizim...

sohbet

kan bağının bir önemi var mıydı Tanrı'm?
- ah benim aptal kulum, insanın başına ne geliyorsa en yakınından geliyor.
peki Tanrı'm neden aileler var?
-doğar doğmaz hayatın kazıklarını en yakınından yiyip, hayatı öğrenmek için..
saol Tanrı'm..
-bana değil ailene teşekkür et.

11 Ocak 2011 Salı

bardağı değil, damacanayı taşıran son damla...

2

zaman kötü, pek bir kötü.. sırtında bıçaklar, heran saplanabilirler!
sakın haa sakın, babana bile güvenme(!)
sözler ağır ama içimde tüy misali havalanmaktadır...
küçük sinek mide bulandırır..
böcek ilaçları bu günler için varlığını sürdürür...

10 Ocak 2011 Pazartesi

1

boğuldun ellerimde, ben boğdum seni... hayallerim sizi tek tek yokettim.. gerçekliğe sığındım.. gerçeklik şimdi tam karşımda.. oturmuş kahvesini yudumlamakta sigarasının eşliğinde...
hayallerim, sizi hayal ettim...
ben gerçekliği seçtim, yalanlar diyarında...

9 Ocak 2011 Pazar

...

büyümek o kadarda kötü değildi kimi zaman...hayallerin, hayal olduğunu öğreniyordun.. hala hayal kurmaya devam ediyorsun büyüyünce ama biliyorsun işte hayal..
küçükken öyle değildi.. pek çok hayaller kurardım ve gerçekleşeceğine inanırdım...
şuan inanmak için çırpınırken, boşluğa düşüp kayboluyorum sadece...
biliyorum çünkü hayaller kadar güzel değil gerçekler...
gerçekler kazık gibi giriyor sana...
hayal et bir vampirsin ve o kazık sana girince ölüyorsun... peki insanken etkisi ne?
ruhun ölümü...
bedenin ölümü mü, ruhun ölümü mü? hangisi en acıtıcısı? beden ölür, toprağa girer, çürür yada kül olur.. peki ruh? denildiği gibi serbest mi kalır? sürünür mü ortalarda? ya da cennete mi kavuşur? cehennem diyemiyorum, çünkü bu hayat cehennemin ta kendisi...
heralde dünya üzerinde cehennemi yaşayan zavallı insanlara acıyordur tanrı ve öte diyarda cennetine topluyordur.. diye düşüncelerdeyim..
bunlar benim düşüncelerim.. kimilerinin farklı.. umrumda mı ki?
artık değil hiç biri umrumda..
büyümek ölüme yaklaşmak...belkide iyi birşeydi büyümek, tanrıya daha yakın olmaktı..
tanrıyı kavuşmaya az kalmaktı...