Hakkımda

Fotoğrafım
Gülüyorum,ağlamamak için; aslında ağlamayıda beceremezdim. Gülmeyi de beceremiyorum ya,sadece kafamın içinde gülebiliyorum, oradada kahkahalarım gözyaşlarımdan bile daha acı...

29 Temmuz 2012 Pazar

.

yoksa ben delirdim de öldüm mü? kesin tanı koyamıyorum durumuma. ama sanki ölmüş gibiyim. öncesinde delirerek tabi ki.
delirmeden ölmüş olamam zaten. yok yok bunu kendime yakıştıramam. benim ölümüm delirerek olmalı. dahası bana yakışmaz.
öyle sıradan bir ölüm hiç modaya uygun değil. bende az çok modayı takip ederim ama yinede kendi tarzım vardır.
her insanın bir tarzı olmalı zaten. aslında her insandan bana ne?! ne halleri varsa görsünler. pek sevmem insanları.. sevilecek yanları yok bana kalırsa. beni de çok seven yoktur ama umurumda bile değil. herkes kendi bokunda boğulsun. off nereden nereye geldik. ben ölümümden bahsediyordum oysa ki. e madem öldüm, kendime bir cenaze töreni hazırlamalıyım. en çılgınından. şanıma yakışır bir tören olmalı. bütün sokak hayvanları davetlidir. isteyen ev köpekleri de gelebilir. kedilere teklifte bulunmuyorum zati onlar kesin gelecekler.
neyse ben gidim de tören hazırlıklarına başlayayım. şampanyalar patlasın falan. en iyisinden kedi mamaları olsun. insancıklara da bok verilsin. iyi olan bir kaçı için vip koltuğunda kanepeler olsun tabi ki. bazı sevdiklerim var.

mmmmmmmm

mal.martı.mutluluk.muşamba.mektup.melek.market.mine.muzip.meme.metafizik.maalesef.modern.mevsim.midye.minik.metal.mit.mücadele.mümkün.mert.müzik.medet.milat.maden.malzeme.makas.mantı.misket.müthiş.merdiven.musluk.mum.musluk.muşamba.meltem.mağrur.mezar.mısır.melodi.mücevher.mumya.meşe.metanet.menekşe.muz.mim.mırıldama.mahmur.mermer.mor.mutfak.mercan.mesire.manto.manyak.muhabbet.miğfer.mahluk.mesane.miskin.mavi.

27 Temmuz 2012 Cuma

terelelli

halat.hamsi.hani.hırsız.hakem.hekim.hırka.hizmetçi.hikaye.hortum.hakikat.haydari.havuç.hasım.hısım.his.hal.hala.hardal.hamburger.hayal.hediye.herkes.hepsi.helikopter.hezeyan.heyecan.hergele.hata.hazır.halsiz.hadise.hakan.halı.halbuki.hadi.hile.hiciv.hantal.hassas.harakiri.hayda.hoppa.hippi.hisse.hacim.herhalde.hamur.hoyrat.hoş.hoşt.hep.heyt.hususi.hakim.hakimiyet.hareket.hindi.hayvan.hiç.hiçbiri.hülya.hayat.hol.hasat.hücre.hikmet.hava.havadar.hanım.hariç.hemen.hazine.hıyar.hatıra.hitabet.hidiv.hıçkırık.hımbıl.haziran.hırsız.hafız.hapis.halay.hasılat.harici.harita.hat.harbi.haydi...?

26 Temmuz 2012 Perşembe

bir hışımla başlayıp, sessizliğe bürünmek.. gidiş bu demektir. terk etmek..
sevmemekten az daha ağır; sevip terk etmek.. ama sevmekten vazgeçmek en ağır!
her ikisi birden ağırdan da öte..
ve bunları yapmak; zor, yapan için zor ama bir kere yapınca çok kolay. geriye kalan için durum, onun için söylenecek bir şey yok. belki de var.. yazık, pek bir yazık.
ama yazık dememek gerek. hak etti ki, terk edildi. sevilmekten vazgeçildi..
kendinden o kadar çok nefret ediyordu ki onu sevemiyordum, sevmeye korkuyordum. ve bu nefreti onu yalnızlığa itti.. aslında kuru bir kalabalık dolu çevresi ama herkes kuru kalabalık ne demek iyi bilir. çok yalnız oysaki.. tek sebebi neydi, düşününce bulabildim şimdi; o bunu seçmişti...

Linda Apartmanı


Arada sırada rüyalarımda ziyaret ederim. arada sırada olmasını istemesemde rüyalar işte genelde kendileri karar veriyorlar. aslında kararı verebilecek olan ben olmama rağmen, kendimi rüyalara teslim etmek, saf bırakmak keyifli olabiliyor bazı zaman. gardı indirmek gerek  arada.
orası benim çocukluğum, masumluğum ve gerçeğe geçiş! hayatı erken kavrama demekti..
ve çok güzel anılarla süslü.. ve kötü..
o zamanları düşünüyorum, düşlüyorum. keşke yine aydan korksam ve babaanneme sarılsam. onun beni koruyabileceğine inansam. keşke herşey o kadar basit olsa.
uzun zamandan sonra, bu gecenin karanlığında rüyalarıma doğru yürüdüm. karar verdim, artık bu çağırışlara dur demek gerekiyordu. ara sokaktan yürüdük, yürüdük diyorum yalnız değilim çünkü. hayatıma girmeye çalışan, her gün yanımda ve destek duran biriyle yürüdüm. ama ben ve güvensizliğim kararlar içinde çırpınıyor. acaba girmeli mi hayatıma, yoksa girmemeli mi? acaba güvenmeli miyim ona?
bu güvensizliğin sebebi belki de linda apartmanından kaynaklanıyordu. güvensizliğin ilk adımları orada atılmıştı. kötü bir adım gibi gözüksede, aslında çok iyi bir başlangıçtı.. belkide gecenin bir yarısında oraya, onunla gitmek istememin bir sebebi vardı, içten içten ve bilmediğim..
iç güdülerim, ayaklarıma yön vermişti..
o sokaktan çıktıktan, sonra elimi tuttu ilk kez...
belkide içimde bir şeylerin özlemini çektiğimi hissettide, destek olmak istedi. ki böyleyse bu ona güvenmek için adım atmam gerektiğini gösteriyordu. çünkü en önemlisiydi, beni hissetmişti..
ama ben onu hissedebiliyor muydum? önemli olan bu değil miydi?
onun beni oyalaması, yanımda olması, başka şeyleri unutturabildiği anlamına geliyor muydu? belkide unutmak çok kolayken, ona sarılmayla bitecekken, neden diretiyordu beynim? kalbim mi savaşıyordu yoksa onla?
şu sıralar beynimde bir cümle yankılanıyordu;" bazen alışmaktan korktuğumuz için dokunmaktan vazgeçtiğimiz insanlar vardır.."
beynimde yankılanmasının dışında, durumda buydu aslında... vazgeçemediğim bir kaçışlarım vardı.. ve o kaçmak isteyebileceğim biri değildi.. bu yüzden belkide onu seçmeliydim.. çok seversem, ben kaçarım!
...