Hakkımda

Fotoğrafım
Gülüyorum,ağlamamak için; aslında ağlamayıda beceremezdim. Gülmeyi de beceremiyorum ya,sadece kafamın içinde gülebiliyorum, oradada kahkahalarım gözyaşlarımdan bile daha acı...

26 Temmuz 2012 Perşembe

Linda Apartmanı


Arada sırada rüyalarımda ziyaret ederim. arada sırada olmasını istemesemde rüyalar işte genelde kendileri karar veriyorlar. aslında kararı verebilecek olan ben olmama rağmen, kendimi rüyalara teslim etmek, saf bırakmak keyifli olabiliyor bazı zaman. gardı indirmek gerek  arada.
orası benim çocukluğum, masumluğum ve gerçeğe geçiş! hayatı erken kavrama demekti..
ve çok güzel anılarla süslü.. ve kötü..
o zamanları düşünüyorum, düşlüyorum. keşke yine aydan korksam ve babaanneme sarılsam. onun beni koruyabileceğine inansam. keşke herşey o kadar basit olsa.
uzun zamandan sonra, bu gecenin karanlığında rüyalarıma doğru yürüdüm. karar verdim, artık bu çağırışlara dur demek gerekiyordu. ara sokaktan yürüdük, yürüdük diyorum yalnız değilim çünkü. hayatıma girmeye çalışan, her gün yanımda ve destek duran biriyle yürüdüm. ama ben ve güvensizliğim kararlar içinde çırpınıyor. acaba girmeli mi hayatıma, yoksa girmemeli mi? acaba güvenmeli miyim ona?
bu güvensizliğin sebebi belki de linda apartmanından kaynaklanıyordu. güvensizliğin ilk adımları orada atılmıştı. kötü bir adım gibi gözüksede, aslında çok iyi bir başlangıçtı.. belkide gecenin bir yarısında oraya, onunla gitmek istememin bir sebebi vardı, içten içten ve bilmediğim..
iç güdülerim, ayaklarıma yön vermişti..
o sokaktan çıktıktan, sonra elimi tuttu ilk kez...
belkide içimde bir şeylerin özlemini çektiğimi hissettide, destek olmak istedi. ki böyleyse bu ona güvenmek için adım atmam gerektiğini gösteriyordu. çünkü en önemlisiydi, beni hissetmişti..
ama ben onu hissedebiliyor muydum? önemli olan bu değil miydi?
onun beni oyalaması, yanımda olması, başka şeyleri unutturabildiği anlamına geliyor muydu? belkide unutmak çok kolayken, ona sarılmayla bitecekken, neden diretiyordu beynim? kalbim mi savaşıyordu yoksa onla?
şu sıralar beynimde bir cümle yankılanıyordu;" bazen alışmaktan korktuğumuz için dokunmaktan vazgeçtiğimiz insanlar vardır.."
beynimde yankılanmasının dışında, durumda buydu aslında... vazgeçemediğim bir kaçışlarım vardı.. ve o kaçmak isteyebileceğim biri değildi.. bu yüzden belkide onu seçmeliydim.. çok seversem, ben kaçarım!
...

Hiç yorum yok: