Hakkımda

Fotoğrafım
Gülüyorum,ağlamamak için; aslında ağlamayıda beceremezdim. Gülmeyi de beceremiyorum ya,sadece kafamın içinde gülebiliyorum, oradada kahkahalarım gözyaşlarımdan bile daha acı...

6 Aralık 2011 Salı

Hortlak.

Bir kehanet okundu kulaklarıma; hayra alamet değildi..
Gecenin yarısı, sokaktan sesler gelmekteydi.. Oysaki her gece yarısı, sessizdi o sokak.. Baktığımda, sadece karanlığın sesiydi.. Ama karanlığın sesi olabilir miydi?
Gölgeler vardı, bilinmeyen gölgeler..
Araladığım perdeyi kapattım hızlıca, korktum.. Bilmediğim bir şeyden korktum.. Ne korkunç şeydi, bilmediğin şeyden korkmak... Merakım ağır bastı korkuya.. Ben küçükkende böyleydim, yatağın altında birşey var diye korkudan geberir ama yinede yatağın altına bakardım...
Gölge bir anda durdu ve aniden geri döndü.. Sanki anladı izlendiğini.. Bana dönüşüyle beraber, kendimi yere attım...
Sessizlik hakim oldu sanki tüm evrene.. Bu sessizlik, karanlığın sesinden daha da ürkütücü geldi bir anda.. Yaklaşıyordu, hissediyordum..
Yavaştan kalktım, merak beni güçlü yapmıştı bir anda.. Gölge bıraktığım yerde duruyordu.. Ben baktım, o yürüdü.. Ben bakmaya devam ettim.. O da yürümeye... Böyle gitti bu..
İyice yaklaşmıştı ki, tam sağ köşeden kara bir kedi çıktı.. Bir anda atladı gölgenin üstüne.. Yerde bir boğuşmaca.. Sanki kedi köpek kavgası... Sürüklenerek uzaklaştılar, çöl rüzgarında uçuşan kumlar gibi... Tekrar o her gece olan sessizlik hakim oldu sokağa...
Ve ben hortlak görmüşcesine ilerledim yatağıma.. Kimbilir belkide hortlak görmüştüm, karanlık sokakta...