ben karanlık öyküler yazarım. karanlık olduğumdan değil, karanlığı sevdiğimden. depresif olduğumdan da değil. ama doğrudur arada bir depresyona girerim. sonra çıkarım. ben bunu hep yaparım. aynı kalmam merak etme. ben ikizlerim, değişik haller içerisine girerim.
üzgün olmayı kendime yakıştırmam. pek naif gözükürüm, cici bici ama yine de yakıştırmam. bu aynı şey gibi, topuklu ayakkabı bana yakışır, çokta güzel olur ama ben yakıştıramam.
yani ben böyle iyiyim, sen beni dert etme. kimse istemese de olur, ben böyle iyiyim.
sen gidersin, ben kalırım ama aslında ben gitmişimdir. çünkü canım öyle istemiştir.
küçükken canavarlardan korkmuşluğum olmuştur. sonra bir baktım ki ben canavar olmuşum. oluyor öyle şeyler. eminim sana da olmuştur. eminim sen annenden terlikte yemişsindir. ben de yedim. tüm çocuklar yemiştir.
büyümek kötü derler, çocuk olmakta kötü. iyi olan ne var ki.. bugün seversin, yarın bir bakmışsın, geçmiş. uff olur geçer. biliyorum hayat pek enteresan ama ben bunu seviyorum, enteresan ne varsa seviyorum. artık seni sevmememin tek sebebi bu; sen pek sıradandın.
arada bazen üzülüp ağlamak istiyorum ama olmuyor be, ben sadece sinirlenince ağlıyorum. artık ağlamamamın sebebi sinirlenmiyor olmam değil. tabi ki hala sinirleniyorum ama yatıştırıyorum. yatıştırıyorlar. bilim bir harika be dostum!
neyse, renkli rüyalar göresim var. renksiz de olur. ben kabusları da severim. yaşadığımı hissettiriyor.
8 Kasım 2013 Cuma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)