efsaneye göre kaz dağlarının tepesinde,her yer günlük güneşlikken gölge olan ağacın altında mutsuzluk tanrısının gizli evi varmış..gerçekten mutsuz olan ve çaresinin olmadığı masumlara bir dilek hakkı tanırmış ve bu dilek senin isteyebileceğin değil,mutsuzluk tanrısnın sana sunduğu bir dilekmiş ve tercih yapman gerekirmiş..ve bu tercihin sonunda mutsuzluk tanrısı dileğini gerçekleştirirmiş..
böyle anlatmıştı,günün birinde biri bana..efsane olduğuna inanmayıp,gerçek olduğunu kabul etmiştim ilk duyduğum anda..mutsuzluktan yıkılan bedenim ve ruhumun çaresinin,kaz dağlarındaki her daim gölge ağacın altında olduğuna inanmıştım..
küçük bir kızdım,mutsuzdum;büyük bir kızım,hala mutsuzum..ve artık mutlu olmalıydım. üstümdeki tişörtüm,altımdaki kotum ve küçük çantamla çıktım yola;kaz dağlarına.. mutluluğu aramaya..doğanın mucizelerinden gözlerimi ayıramadan,hayranlıkla vardım kısa sürede dağın sonuna...ulaştım gölge ağaca..tek yapmam,içten,saf duygularımla seslenmekti tanrıya..çıkarsız,kinsiz,nispetsiz..durdum,düşündüm,baktım..ayaklarımın altında olan şehre,denize,ağaçlara,pire kadar insanlara,kuşlara,evlere,ufka..havayı içime çektim,derin derin..kafam döndü,güldüm;kuş seslerini dinledim..o an çok mutluydum..belki de buydu aradığım mucize...!
insan olduğum için,tabiki yetinemedim..tekrar ağacın altına vardım.. baktım,inceledim,dinledim..
bir ses,bir görüntü,bir işaret aradım..bulamadım..nasıl seslenmeliydim acaba?oturdum ağacın altına başladım düşünmeye..tüm hayatımı gözden geçirdim..mutsuzluklarımı sıraladım kalbimde,beynimde..yalnızlığımı düşündüm..bir yere ait hissetmeyişimi kendimi..serin bir rüzgar esti,tenime değdi..üperdim,tüylerim diken diken oldu..o an hissettim ona ulaşmak üzere olduğumu..artık sabırsızlanmaya başlamıştım,kendime heyecan yaratmayı bırakıp ona seslendim...
"tanrım,duyuyor musun beni?öylesine mutsuzum ki,öylesine yalnızım ki,tek çarem sensin..sen ve senin merhametin..yalnızlığım,çaresizliğim,dinmeyen gözyaşlarımla sana geldim..uzun yolları aştım,mucizelerine hayran kaldım ve geldim ayaklarına.. yardım et bana..yalvarırım sana..."
-sen,küçüğüm..hoş geldin bana..ben mutsuzluk tanrısı ve yer yüzündeki tüm canlıların mutsuzluğunu bilir,görür ve beklerim gelmeleri için bana..ama inanmazlar,efsane derler o mutsuz hayatlarında sürünmeye devam ederler..sen bana inandın,karşımdasın ve çaren benim..senin tanrınım!
ahh tanrım,şükürler olsun sana..o kudretli sesini duyarım ama dokunamam sana..bir izin verde görsün şu gözler seni..mutluluğu tatsın saniyeliğine..
-bana inandın ve geldin öyleyse görmelisin beni..
ahhh tanrım..teşekkürler ederim sana..inanmıyorum yusufcuk uçuşuyor tepemde..
-şimdi sıra dilekte..
ama hani görecektim seni..?
-gördün yaa az önce..
nerede?göremedim ki..bir dakka..yoksa?
-evet akıllı kızım,o bendim..
sen yusufcuk oldun,benim için öyle göründün..kişinin sevdiği şekle büründün..bunu ancak sen yapabilirsin karşılıksızca..
-sana dileğini sunuyorum..mutsuzsun ve mutlu olmak istiyorsun ama kendi mutluluğun mu başkalarının mutluluğumu?tercih senin..
ben bencil olmak istemiyorum..bazen düşünüyorum mutlu olmayı beceremiyeceğimi.. seçsem kendi mutluluğumu,etrafımdaki herkes mutsuzsa ben mutlu olsam kaç yazar..ama etrafımdakiler mutluysa ben bir şekilde olurum mutlu..belki yalnız kalacağım sonsuza kadar ama yine de tercihimi başkalarının mutluluğu yönünde yapacağım tanrım..bazen hep hayal kurarım;minik bir peri olmayı dilerim, insanlar uyurken gece başucuna gidip mutluluk dağıtmak,onlara güzel rüyalar gördürmek,sabah uyandıklarında dileklerine kavuşmuş olmalarını sağlamak..
-o zaman sana bir dilek daha sunacağım ve yine tercih yapman lazım..karar senin..bu ilk dilekten daha zor,iyi düşün ve karar ver..
dinliyorum..
-eğer bu kadar çok mutluluk dağıtmaktan hoşlanıyorsan,seni o istediğin küçük peri yaparım ama insan olmıcaksın artık ve aileni,dostlarını bir daha göremiceksin..anca uyurken başuçlarına konup,minik değneğinle onlara istediklerini verebilceksin..ya da aynen hayatına böyle devam edip ilk dileğin gerçekleşcek ve etrafındakiler mutlu olcak sadece..
gerçekten tercih zor ama galiba ben ne istediğimi biliyorum..tanrım zamanında bende çok insanı üzdüm,kırdım,artık değişsemde yinede küçük oyunlar ve mucizeler yaratmaktan daha çok şey istiyorum..zor olsada,sevdiklerime,dokunamamak,sarılamamak, öpememek ben yine de o hep hayalini kurduğum dilek perisi olmayı bekliyorum hemen şu anda..
-öyleyse artık o minik perisin,güzel kanatlarınla uç uçabildiğin yere,dağıt dağıtabildiğin mutlulukları..sıkıldığında yalnızlıktan gel kaz dağlarındaki gölge ağacın yanına..yolun açık olsun minik perim...
yalnız doğdum,yalnız yaşadım,yalnız öldüm diyeceğim ama en azından mutluluk dağıtmış olacağım..
evet yusufcuklar gösterin bu yolu bilmeyen minik periye yolu..gerçekleşmesi gereken milyarlarca dilek var...
insanoğlu hayatındaki işaretlere dikkat et ve onu takip et..mucizene kavuş..minik periler her saniye etrafımızda uçuşurken onları görmemek ve işaretleri es geçmek ne üzüyor onları..
22 Ağustos 2008 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder