bölünerek çoğalıyorum sanki... her ayrılışımda, her bölünüşümde bir başkalaşıyorum. biteceğime artıyorum. yok olmuyorum aşkın ağır sancılarının altında. daha daha güçleniyorum. korkuyorum sanıyorum ama korkmuyorum. ben git gide bir garipleşiyorum. korktuğum için kaçıyorum diyorum; evet kaçıyorum, korktuğumdan değil. yorgunluğumdan...
sıkıntılara gelemememden.
belkide sonları bilmemden.
önsezilerime güvendiğimden.
kaçıyorum, çünkü sıkılıyorum.
o' nu arıyorum. bu arayışlarımda, yoramıyorum kendimi. yüreğimi...
tepeme çıkmaya çalışıyorlar. tepinmek istiyorlar. ben kaçıyorum. kaçmalara bayılıyorum. tamam pardon arada oynuyorum. oynamayı seviyorum. kim sevmez ki?
sevme ya da sevmeme oyunları oynuyoruz hep birlikte. belkide insan olarak birlikteliğimiz tek bu boyutta.
sevmeyip, seviyormuş gibi görünmeler; sevip, sevmiyormuş gibi davranmalar. insanlar, pek bir garipler. ben pek bir garibim, sen pek bir garipsin, biz pek bir garibiz. ya onlar? onlarda pek bir garipler...
peki neden bu gariplikler?!
uyuşamamalar, ya da uyuşup tutturamayanlar. yani bizler... yorulduk mu ki? ya da inancımızı mı yitirdik? ne oldu biz insanlara? aşkı kiraya mı çıkardık?
aşk kayıp bu zamanlarda? "o" da kayıp! gören var mı?
ya cesaret? o da mı kayıp?
insanlık kayıp.
22 Eylül 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder