Hakkımda

Fotoğrafım
Gülüyorum,ağlamamak için; aslında ağlamayıda beceremezdim. Gülmeyi de beceremiyorum ya,sadece kafamın içinde gülebiliyorum, oradada kahkahalarım gözyaşlarımdan bile daha acı...

31 Mart 2014 Pazartesi

aşk, alışkanlık, eksiklik, saçmalık ve daha bir çok şey.

nefessizlik, ya da nefesin kesilmesi.. bağlamıştı bir an da hayata..  ölmek üzereyken anlamak gibi hayatı..
bazen diyorum ki; ölmek üzere olsam da anlasam hayatı.. ki biliyorum o zaman da anlamayacağım.
bazen bir şeyler güzel oluyor.. hani hissediyorsun, seviyorsun falan. sevdiğin için korkuyorsun. sonra garip şeyler oluyor... çok garip...
eksikler dolmaya başlayınca bana bir haller oluyor. saçmalıyorum, gerçekten çok saçmalıyorum.
istediğimiz eksiklerin dolması değil midir oysa?
hep onları dolduracak birini aramaz mıyız? ararız, bulamayız..
ve ben bulurum.
işte o zaman başlar tüm terslikler. Tanrı kulu mutlu olsun ister ama kul korkar mutlu olmaya. alışmamış tabi ki mutluluklara... alışsa kaçar mı aşktan öte tarafa?
kaçmaz tabi.
hayatımızda ki eksiklikler bizde güvensizliğe sebep olur. eksikler dolmaya başlayınca, bu güvensizlik yükselir, yükselir ve bir anda düşüşe geçer. çakılırsın toprağa. anlayacağın iki ucu boklu değnek.
ne yapsak ki bilemedim şimdi?.
tabi bir de işin içinde eksik yaşamak var ve tekrardan alışkanlık var. alışmışız eksikliklere ne gerek var dolu olmasına değil mi? alışkanlıklarımızı değiştirmemek lazım. iyi ya da kötü dursun orada. sonra, sonradan görmeler gibi olup çıkıveriyoruz..
işte ben de böyle bir şeyler oluyor. saçmalıyorum falan. oysa çok iyiydim haa! ama bak yaramadı, huysuzlaştım, rahatsızlaştım falan. ne güzel düşünmeden yaşıyordum.
ve dedim ki, eksik kalsın.

Hiç yorum yok: