Hakkımda

Fotoğrafım
Gülüyorum,ağlamamak için; aslında ağlamayıda beceremezdim. Gülmeyi de beceremiyorum ya,sadece kafamın içinde gülebiliyorum, oradada kahkahalarım gözyaşlarımdan bile daha acı...

25 Ağustos 2008 Pazartesi

bir sabahtan alıntılar..

sabah alarm sesi ardından evdekilerin saat 8 oldu baskısıyla yataktan kalkılır..ama bir süre ortada boş boş dolanılır..üstüne bir de ağrıyan 20 lik dişi eklenir,yutkunma zorluğunu da unutmamak lazım tabi..evet güne mükemmel bir başlangıç yaptım..yaş 30 a gelirken çıkan 20 lik dişlerde şaka gibi..
zar zor 2 lokma bir şeyler tıkınırsın..sabah aç uyanırım ama hemen yemek yiyemiyorum..mide sorunlarım var..benim gibi asabi ve sinirli insanların en büyük problemi..ee bu şehirde yaşayıp,sabah erken işe giden insanların ortak problemi..
giyin kuşan ve düş yollara..uzun,kalabalık bir yoldayım..
istanbul baya kalabalıklaştı..artık kaldırımlarda yürümek iyice imkansızlaştı..insan kalabalığının yanı sıra kaldırımlara koyulan arabalarda sinirleri bozmak için birebir yöntem..fakir ülkeyiz sözde ama araba kaynıyor memleket..çözemediğim bir sürü konu var..çözebilicek gibi de görünmüyorum..trafik beni çıldırtmasın,mideme ağrılar girmesin diye tercihimi deniz yolundan yana yapıyorum..ohh ferah ferah geçiyorum karşıya..tabi mali yönden ferah olmuyor..daha tuzluya geliyor.
o açığa bir de doktor parası ekleniyor..mide ağrıların geçeceğine büyük bir artış gösteriyor.ay sonunu getirmeyi bırak,ayın ortasında tıkılı kalıyorsun..ahhh bu ülkeyi ve getirilerini çok seviyorum..(!)
yolda yürümeyle ilgili bir büyük problemimde nedense her acelem olduğunda önüme ağır yürüyen insanların geçmesi..sollayıp şahsı sağa geçerim,bir bakarım o da yön değiştirmiş,hemen bende tekrar yön değiştiririm şahıs sanki arkasında bir 3. gözü varmışta, beni delirtmek istiyormuş gibi yine önüme geçer..bu böyle bi 5 dakika sürer..delirir "öfffff" lerim seslice,birde kıl kıl bakar.
töbe töbe..bunlar hep benim başıma mı gelir yoksa yalnız değil miyim öğrenmek istiyorum..motor kıyıya yaklaşır ve iniş için sıraya girilir..her motordan ya da gemiden inerken abuk subuk paranoyalar yaşıyorum..ya düşer araya sıkışırsam,ya çantam düşerse,telefonum elimden fırlarsa...
bu şehir insanı paranoyak yapıyor..bir de her arkandan yürüyeni kapkaçcı sanma durumu...kolay değil istanbul da yaşamak..bu ülkenin bir vatandaşı olmak..
beşiktaşta üst geçitten karşıya geçtim,spor olsun diye merdivenleri tercih ediyorum..çok sportmenim..son merdivenleri de inerken,merdivenlere tünemiş bir belediye işcisi gördüm..bütün gün yurdum insanının bıraktığı pislikleri toplamaktan yorulmuş,tünemişti merdivenlere..baktım eli cebine gidiyor..cebinden jelibon çıkardı,colalı..küçük bir gülümseme geldi yüzüme..bir anda onunda insan
olduğu geldi aklıma,her ne kadar bu ülkede insan muamelesi görmesede;o da insan,o da çocuktu ve içinde hiç bitmeyecek bir çocuk yaşıyordu..

2 yorum:

- S E R K A N - dedi ki...

Belki kendimden ilk defa bu kadar çok şey bulduğumdan(mide ağrısı, insan muamelesi görememek,deniz yolu-kara yolur vs... jelibonlu belediye çalışanı hariç herşey) çokta objektif bir yorum olmiyacak ama belediye işçisinden bahsettiğinde sanki bir hikayeye başlıyormuşun hissi uyandırdı bende. Gene bir hikayeye başlıyoruz diye kendimi koltuğa iyice yerleştip ferenin tekeriyle aşağıya scroll yapar yapmaz biraz tuaf oldum sanki devamı gelicek diye bekliyordum:D(yanlış anlama sadece öyle gibi geldi yoksa bu haliyle de çok güzel)

izgen diper dedi ki...

ayıpsın serkancım getiririz devamını:) ama ben böyle yarım kesmeyi daha çok seviyorum..ama senin için bir ara devamı gelen bir hikaye yazıcam merak etme:)