Hakkımda

Fotoğrafım
Gülüyorum,ağlamamak için; aslında ağlamayıda beceremezdim. Gülmeyi de beceremiyorum ya,sadece kafamın içinde gülebiliyorum, oradada kahkahalarım gözyaşlarımdan bile daha acı...

15 Mart 2010 Pazartesi

kadın-erkek

düşün düşün bulamıyorum.bulamıyoruz.biz kadınlar erkekleri anlamıyoruz.siz erkekler biz kadınları anlamıyorsunuz.. ilk insandan bu yana süren bir durum bu!kimse birbirini anlamıyor ya da işine geldiği gibi algılıyor.kadın farklı,erkek farklı..peki zıt kutuplar birbirini çekerken, kadınla erkek neden birbirini iter?
erkekler hep der ki kadınlar karmaşık ve zor.hee bir de dengesiz..işte büyük yalandır bu! aslında kadınlar çok kolay!ne istedikleri bellidir..sevince,sevilmek ister,arayınca,aranılmak ister,ilgi gösterince ilgi bekler..bu kadar basittir aslında..
ama erkekler;aramazsan neden aramıyorsun,ararsan neden arıyorsun? sade bir hayat isterler, huzur isterler,tek eşlilik isterler; ama bunlara sahip olunca bir çırpıda kaçarlar.. fazla gelir,ağır gelir...feminist değilim asla erkekleri severim hele dost olarak kadınlardan çok daha iyiler,sizi asla güzel olduğunuz için kıskanmazlar(!)ama gel gör ki ikili ilşkilerde tam bir felaketler.. herşey hep onların istediği yönde gitsin isterler,yaşasın erkek egemen toplum..ama sen gel bir daha gör ki çoğu ana kuzusudurlar...işte karmaşıklığın içine bulanmış tipler...
nedense namuslu kızlarla evlenmek isterler ama namussuzlar(bu da onların yakıştırması) peşinde koşarlar..sonra seninle uzun zaman beraber olurlar,sana taparlar ama bir vakit sonra hep aynı olan siz ne hikmetse onun aradığı gibi değilsinizdir..peki bunca zaman öldüğün, aşık olduğun kimdi?ee bunca zaman bilmiyor muydun?
çözemiyorum,çözemicemde asla..kim çözmüş ki ben çözeyim..ben dahi miyim? sonuçta bir kadınım,erkekler derler ya kadınlar aptaldır...evet aptalız belki de,daha cesur olduğumuz, sevdiğimzde sevdiğimizin peşinden gidebildiğimiz,ona ömrümüzü verebildiğimiz ve korkmadan, kanarak aşka atladığımız için..ve aptalız sevginin kıymetini bilmeyen,anlamayan adamlar için kendimizi feda edebilecek güçte olduğumuz için.
ama daha da bir insanız galiba..duygularımızı korkmadan,cesurca yaşayabildiğimiz için.. sevmeyi bildiğimiz için..birilerinin uğruna bir şeyler yapabildiğimiz için...

4 yorum:

pelout dedi ki...

bende geçenlerde bunu düşünüyordum sanırım kendi kendime.. nedense hepsi birbirinin tekrarı gibi düşünüyordum :) yani aslında çözmesi o kadar basit, hep aynı olunca..belkide boşa demiyorlar gelen gideni aratır diyede.. gelen yeni gelmiştir ya, belki o yuzden gideni bi anda temizler,berraklaştırır..aslında gidende aranmamalıdır sonucunda..
sonuc olarak 2 türüz bizler..erkekler ve kadınlar..onlarda kendi aralarında bizim onları hic anlamadıgımızı soyler dururlar..kadın biraz daha sahiplenici, annelik icgüdüleri belkide..dogurganlıgı.daha kontrolcü, herseyi daha cok düşünüyor..belkide bu ozelliklerin erkeklerde olmamasıdır sorunu baslatan kimbilir. ama genel olarak bakınca hep, bi taraf gözüme daha cok sığ geliyor.üstelik gün gün artarak..üstünde daha cok düşünmeli mi bilmiyorum..bildiğim tek şey, bunun sonu olmayacak..hep biri gidecek, hep baska ama benzer versiyonu gelecek..bizdde hep düşünüp, dövünüp duracağız gibi.. kabullenmeli, yada pek düşünmemeli :)

izgen diper dedi ki...

düşünmemeli ama düşünmeden de edememeli:)
kabullenelim ama düşünmeye devam edelim.edeceğizde zaten.. böyle gelmiş böyle gider..
ama bakarsın gün gelir sır çözülür mü dersin?!

Perge dedi ki...

Her şey zıttıyla beraber yaratılmış ya belki de böyle. Bay doğru geldiğinde tüm bunların önemini yok edecek ve tabi bayan doğru da aynı şekilde. Sevdiğinde kişi gerçekten sevdiğinde tüm bunlar edersiz oluyor sanırım. Ellerine sağlık izgen, çok beğendim ben. Özellikle de son paragrafı ve sevginin cesurluğunu nasıl üstlendiğimizi ifade etmeni. Teşekkürler (:

izgen diper dedi ki...

peki o bay doğru gerçekten var mı? ya da bayan doğru?yoksa bunlar sadece kitaplardan,filmlerden mi alıntı?ben bakıyorum göremiyorum o bayan,bay doğruları...
ama tek taraflı cesurluk,tek taraflı aşk değil mi? yoksa aşk 2 kişilik değil de,tek kişilik mi yaşanıyor?