Hakkımda

Fotoğrafım
Gülüyorum,ağlamamak için; aslında ağlamayıda beceremezdim. Gülmeyi de beceremiyorum ya,sadece kafamın içinde gülebiliyorum, oradada kahkahalarım gözyaşlarımdan bile daha acı...

23 Şubat 2010 Salı

pek bir saçma!

havalar garipti bu aralar,pek bir garipti.bilinmeyen bir mikrop dolaşıyordu ve sinsi sinsi içlere giriyordu.pek bir bulaşıktı.herkes saçmaydı,saçmalıyordu.bende saçmaydım. ruhlar, bedenler saçmasapandı.
saçmalık,pek bir saçmaydı ve ben saçmalığı ve saçmalamayı pek bir seviyordum. mikrop etkisiyle olsa gerek. insanlar ne yaptığını bilmiyordu,bilmekte istemiyordu. saçmalamak pek bir modaydı.bağımlılık yapmıştı.içlere sinmişti,herkes pek bir yakıştırmıştı kendine..
saçmasapan davranışlar sergiliyordu insanoğlu.ve doğada saçmalamaya başlamıştı. evren pek bir uyum içindeydi ve ahenkle saçmalıyordu.
sevdalar saçmaydı.aşklar saçmasapandı.
dostluklarda pek bir saçmaydı,tavırlarda...
dünya saçmalıyordu,hayvanlarda saçmalıyordu.acaba bize ne oluyordu?!yalanlarda çok saçmaydı,herşey neden bu kadar saçmalaşmıştı?evet çok saçma bir soruydu...
ben saçmalamaya aşık olmuştum.ya diğerleri,onlarda!dedim ya saçmalamak çok moda olmuştu. alışkanlık ve bağımlılık yapmıştı. büyük bir saçmalama aşkı vardı.
yaşasın saçmalamak sloganlarıyla yankılanıyordu sokaklar...saçmasapan linkler dolanıyordu. saçmalık mitingleri atılıyordu. dünya saçmalamak depremiyle yıkılmaya başlamıştı, ağır ağır..
sinsi sinsi ilerliyordu çünkü bir anda değil yavaş yavaş yok etmek istiyordu saçmalık evreni...
evrende pek bir teslimciydi...
artık yaşamak çok saçmaydı,ölmekte...
peki yapılması gereken neydi?
ben saçmalamayı yapıştırdım üstüme,iyi bir kılıf oldu..kurtarıcı. hatalarımızı örtücü..
ama ben durmalıyım derim,sizler için ümitsizim...

Hiç yorum yok: