sana ait olduğunu hissettiğin birinin, başkasına ait olması, senden önce tanışılıp, kapılmış olması hissi; nasıl bir şeydir bilir misin?
bilebilirsin tabi ki, bir sürü insan da bilebilir. ama orada ince bir durum söz konusu; sana ait olduğunu hissetmek, bilmek ve öyle olduğunu sanmak!
sen, sanıyor olabilirsin, hatta bence sanıyorsundur da! ama ben, biliyorum. "o" bana ait olmalıydı. mülkiyetçilik sınırları dışında.. gerçek sevgide bunu göstermez mi zaten?!
bana ait ama benim değil. benim olacağı günü bekliyorum, onun haberi olmasa da bekliyorum. çünkü biliyorum ki, yollar beni ona çıkaracak. çıkarmasa da kendi bilecek.
olması gereken, oldurulacak.
içten içe, belki o da biliyordur bana ait olduğunu ama yıkım yapmak kime ne yarar sağlar? ya da düşünülüp doğru kararlar vermek gerek, doğru zamanlar da! aceleye gerek yok zaman hızlıca geçerken niye aceleye gerek yok diyorsak konusuna da değineceğim; eskilerin de dediği gibi, acele işe şeytan karışır. tabi ki saçmalıyorum.
ben sadece ona bıraktım, o ne istiyorsa öyle olsun! bir gün verdiği karardan duyduğu pişmanlığı bana yüklemesin. o karar versin, onun istediği olsun.
ben biliyorum ki, beraber mutlu olacağız. o da bunu bilsin istiyorum, o kadar yani çok bir isteğim yok.
19 Aralık 2013 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder