kaloriferin üstü belki de yer yüzündeki en rahat yerdi.. sıcak; alttan, üstten her yerden vuruyordu. iyice mayışmıştı. aradan ne kadar zaman geçti bilmiyordu ki zaten bilse saçma olurdu. o bir kediydi, ne anlardı zamandan! neyse açtı gözlerini, bir anda düşmeye başladı çok yüksek bir yerden.
bir an kanatlandım da uçuyorum sandı, ama hayır uçmuyordu. düşüyordu. sonra bir anda bir kol belirdi, kocaman, parlak ve soğuk. ürperdi. bu kol ay dedenin koluydu.
aydede mi? kol mu? neler oluyordu böyle?! rüya görüyordu tabi ki, başka bir açıklaması olamazdı.
aydede bunu yakaladı ve aydede de yaşayan çocuğun yanına koydu. beraber dünyayı izliyorlardı. çocuk bir yandan gülümsüyor, bir yandan da bunu seviyordu.
vay be ne gerçekçi bir rüya diye içinden geçirdiği anda, çocuk ona; bu rüya değil, gerçeğin ta kendisi dedi. şaştı kaldı, afalladı, tek kelime edemedi. etse de çocuğun kedice bilmediğine emindi. sonra o kadar da emin olmamalıyım dedi. beni duydu, iç sesi mi duydu, belki?
- tabi ki de seni duyabiliyorum, benle dilediğince konuşabilirsin dedi, ayda yaşayan çocuk.
uyanmak istiyorum çıktı sadece.
- emin misin?
evet.
bir anda kendini yerde buldu, kaloriferin üstünden düşmüştü. vay be, rüyaya bak sen dedi, toparlandı gitti suyundan içti, yalandı ve tekrar sahibinin yanına gitti. kendini sevdirdi, öpüldü. sonra tekrar o garip rüyadan görürüm korkusuyla, sahibine sığındı.
12 Aralık 2013 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder