yarı karanlık sokakta ilerliyordu herif..birden gözlüğünü çıkardı ve cebine koydu..kıç cebinden cüzdanını aldı ve içine baktı..hıh dedi ve yerine koydu..montunun cebinde sigarasını ve çakmağını
aradı,buldu..git gide koyulaşan karanlık çakmağın aleviyle hafif aydınlandı..ve yerine koydu;sigarasıyla,çakmağını..sonra yine gözlüğüne baktı,yerinde mi değil mi diye?!bir telaş vardı,kaybetme telaşı..kaybetmek;neyi,neden,niçin?bende nedensiz bir biçimde,bu tanımadığım et parçasını takip ediyordum..sanki bir el çekiyordu beni,takip etmem için onu..adamdaki ilk izlenim buydu;kaybetme telaşı..devamlı aranıp duruyordu..bende de başlamıştı..aklıma birşey takılıyordu,açıp çantamı arıyordum..hay alam rujum nerde?ya cüzdanım?!az önce baktım..hehh burda...ayyy çakmağım yok..hediyeydi..ya,cebime koymuştum...o anda,o et parçasını paranoyalarıyla yalnız bırakmaya karar verdim..çünkü artık uğraşmam gereken kendi paranoyalarım başlamıştı..
not;paranoya bulaşıcı bir hastalıktır..
30 Ocak 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder